Subliminal / Bilinçaltı sizi korkutuyor mu?
Bilinçaltı sürekli olarak insanları korkutmak için kullanılan bir terminoloji olagelmiştir. Peki gerçekten bilinçaltı korkutucu ve
Ürkütücü müdür? Haydi gelin yakından bakalım.
İnsanlar neden korkar? Eylemlerinin bilinç düzeyinin dışında gerçekleşmesinden mi? Yoksa, birileri tarafından yönlendirilmekten mi?
Aslında yaşam bizim yönlendirmelerde bulunduğumuz ve yönlendirildiğimiz interaktif bir ortam olmasına rağmen bilinçaltı deyince
İnsanlar tuhaflaşır. Bunun sebebi de bu olgunun bizlere uzaydan gelmiş bir beyin kontrol mekanizması gibi sunulmasından kaynaklanır.
Hey buradan açıklıyoruz böyle bir şey yok.
Bilinç ve bilinçaltı beraber çalışan iki partnerdir ve tek ama tek amaçları sizi hayatta tutmaktır. Evren o kadar karmaşık bir yapıya sahiptir ki basitçe kararlar alarak yaşayabilmek için maalesef çok fazla uyaran ve bilgiyi işletmemiz gerekmektedir. Peki aynı anda
İki işi yapma kapasitesi bile olmayan bilinçli beyin bu kadar enformasyonu nasıl işlemleyecek? Sizce de haksızlık değil mi? İşte tam da bu haksızlık noktasında hem düşünülen mağduriyeti gidermek adı için hemde içinde bulunduğumuz dünyayı yönetip algılamak için; bu güç ve kapasiteye sahip bir yedek sistem giriyor devreye. Bu yedek sisteme Bilinçaltı diyoruz. Peki bilinçaltı manipüle edilebilir mi?
Tabii ki evet! Bilinç düzeyinde bile manipüle edilebileceğimiz bir gerçekken bilinçaltımızın bundan uzak olması düşünülebilir mi?
Peki bilinçli beyin zaten tüm bilgilerini bilinçaltından alıyor gerçeği? Evet aslında işin özüne yaklaşıyoruz. Bilinç, bilinçaltını dış dünyadan gelen verilerin derlenip toplanarak değerlendirildiği bir kısa yollar deposu olarak kullanır. Bu depoya yanlış veriler ya da yönlendirmeler girilebilir ve manipülasyonlar oluşturulabilir. Bu her koşul ve şartta olabilir. Peki bu duruma karşı gerçekten savunmasız ve çaresiz miyiz?
Haydi ama tüm evrendeki en akıllı canlılar olduğumuz gerçeğine ne oldu?
Beyin tüm alt yada üst bilinç düzeyinde oluşabilecek bu yanlış girdilere ve yönlendirmelere karşı tedbirli ve dirençlidir. Biz buna yaşam tecrübesi diyoruz. Yaşam üzerinde sosyalleşerek ve zaman geçirerek bir çok deneyim elde ederiz. İşte bu deneyimler bizim manipüle edilme durumumuzu en asgariye indirger. Neden çocuklar hep kolay kandırılabilir hiç düşündünüz mü? Tabii ki bilinçli beyin düzeyinin inşa süreci bir etken olsa da yaşam tecrübesinden yoksunluk esas unsurdur.
Peki hadi bizim bilinçaltından ne kastettiğimize bakalım.
Beynimizin hayatta kalabilmesi için dünyayı algılılaması ve duyu organları ile gelen uyaranları anlamlandırması gerekir. Ama bizim bir uyaranı anlamlandırmamız onu işlemlememiz ile farklıdır. Yani uyaranın algılanma süreci oluşan algıdan farklıdır. Bizim lezzetli bir yemek olarak algıladığımız her şey aslında görsel, işitsel, geçmiş tecrübelerden gelen deneyimsel vb. bir çok girdinin ortak oluşturduğu tek çıktıdır. İşte bizler bilinçaltına uyumlu işler yaparken beynin tek bir alam olarak gördüğü ama bir çok sürecin birleşimini gerektiren algının bilinçaltı anlamlandırma süreçlerine odaklanırız. İlginizi çekti değil mi? Konunun devamı için gelin verimli ve bir o kadar işinize yarayacak bir toplantıda buluşalım.